11, 12 Goralıların

05:00


Adetleri Üzerine İlk Tespitler
Prof. Dr. H. Musa Taşdelen
Yrd. Doç. Dr. M. Kemal Şan
Yrd. Doç. Dr. İsmail Hira

Goralılar, Kosova özerk bölgesi içinde varlık sürdüren bir topluluktur. Yugos-lavya devletinin dağılmasından sonra dikkatleri çeken bir topluluk haline gelmişlerdir. Herhangi bir etnik ve dini kimliğin öne çıkmadığı sosyalist bir rejim olan Yugoslavya içinde Goralılar kendi farklılıklarını tartışmaya açmak imkânını bulamamışlardır. Ancak Yugoslavya’nın tüm sosyalist bloğun çözülmesine paralel bir zaman diliminde ortadan kalkarak etnik kökenlere göre parçalanmasından sonra onlar da kendi kimliklerinin köken arayışı içerisine girmişlerdir.

Sahip oldukları nüfus sayısına bakıldığında, Goralıların önemsiz bir etnik topluluk olduğu düşünülebilir. Ancak son derece karmaşık Balkan coğrafyasında hiçbir etnik topluluğu önemsiz görmemiz mümkün değildir. Yüzyıllardır süren Batı dünya egemenliğinin dünya üzerinde kurmuş olduğu küresel ilişkilerin temeline bakıldığında bu durum çok daha iyi anlaşılacaktır. Burada hiç durmadan tüm coğrafyayı en ücra Kutup noktalarına kadar gezen ve her şeyi kodlayan bir çaba içinde olan Batılı antropologları anımsatmakla yetinelim1.

Kimlik ve aidiyet bir toplumu var eden onu diğer topluluklardan ayıran en önemli varoluş imkanıdır. Hiçbir toplum kendi farklılığını ve etnik kimliğinin ayrımına varamadan varlığını muhafaza edemez. Bugün için Goralılar ve aynı dil ve kültürü paylaşan Torbeş ve Pomaklar olmak üzere üç ayrı topluluk halinde olan bu etnik yapının nüfusunun da azımsanmayacak miktarda olduğu aşikardır.
Gora köylerinin çoğunluğu Kosova’da olmakla birlikte Arnavutluk ve Makedonya’ya dağılmış bir halde yaşayan Goralılar da bulunmaktadır. Ancak nüfuslarının bu kadar az bir yekun tutmasına rağmen büyük, küçük tüm güçlerin bu toplulukla ilişkileri ve onların etnik kimlikleri üzerindeki çalışmaları son derece dikkate değerdir. Burada Avrupa genelinde ve Balkanlarda yer alan bazı ülkelerin ve bilim çevrelerinin Gora ve Goralılara duydukları özel ilgi dikkat çekici ve bizim açımızdan da teşvik edicidir.
Toplumlar çok kolay değişmezler. Toplum ve toplulukların dış görünüşlerinde bir takım değişmeler yaşanmış olsa da onların gözeneklerine inildiğinde, toplumsal genetiğine bakıldığında bir çok şeyin çok eski zamanlardan beri yaşamaya devam ettiğine tanık oluruz. Buna toplumsal hafıza diyebiliriz.
Gora’da yürütmüş olduğumuz kısa çalışmalar neticesinde sözlü tarih çalışmalarında bulunarak bir türlü içinden çıkılamayan ve kimsenin doğrudan hüküm veremediği bu etnik topluluk üzerindeki sis perdesini bir nebze olsun aralamaya çalıştık. Ancak konunun bütün boyutları ile ortaya konulduğunu da ifade etmiyoruz. Bu yüzden çalışmamızı ilk tespitler başlığı altında ele almayı uygun gördük.
Yapılan çalışmalar temelde iki kısma ayrılmaktadır. Bir yanda maddi kültür unsurları olan ve bugün bile arazide ulaşma imkanı olan mezar, tarihi eser ve kalıntıların incelenmesini içeren bir boyut taşırken öte yandan insan unsurunu eksen alan örf adet ve geleneklere ilişkin yapılan çalışmalar da diğer boyutu oluşturmuştur.
Yürütmüş olduğumuz çalışma ile Gora’da yaşayan örf adet ve gelenekleri yaptığımız derinlemesine mülakatlar sonucunda köken akrabalıklarının olduğunu belirttikleri Orta Asya bozkır coğrafyasının topluluklarıyla gelenek, görenek ve töresi ile ne tür benzerlikler taşıdıklarını tespit etmek ve bu bilgiler ışığında Gora ve Goralılarla ilgili geçerli bilgilere ulaşmaya çaba gösterdik.

Belki ilgilenirsin

1 yorum

Adbox

Subscribe