52, 53
06:48Yugoslavya'nın dağılması ve son savaşla (1992-1995) birlikte adını andığımız bölgelerde üç ayrı standart dil ortaya çıkıyor: Boşnakça, Sırpça, Hırvatça. Türk dilinden Boşnakça, Sırpça ve Hırvatça’ya geçen kelimeler için ‘Turcizmi’ tabiri kullanılır. Bu tabir, Türk dilinden geçmiş bütün kelimeler için yani hem Türkçe hem de Arapça, Farsça, Lâtin ve Grek kökenli kelimeler için geniş anlamda kullanılır Bundan hareketle de son yıllarda Turcizmi yerine Orientalizm kelimesinin de tercih edildiği görülüyor.20 Turcizmi konusunun en kapsamlı olarak incelendiği eser olarak bilinen ‘Turcizmiu srpskohrvatskom jeziku’ adlı eserinde Abdulah Škalji, bu dile Türk dili aracılığıyla giren 8742 kelime ve kavram incelemiştir.21 Askerlikten bürokrasiye, sanattan tıbba, yemek kültüründen atçılığa kadar tespit ettiği 38 alandan derlediği ‘turcizmi’ kelimeleri inceleyen Škaljid, Türkçe unsurların anlaşılmadan Halk edebiyatı ürünlerini anlayabilmenin mümkün olmadığını belirtiyor. Çünkü halk edebiyatındaki kelimeler toplayıcılar tarafından orijinal şekilleriyle korunmuşlardır.
Diğer taraftan Osmanlılar Balkanlardaki dilleri serbest bırakmışlar ve bu konuda hiçbir baskı yapmamışlar, Turcizmi kelimeleri de plânlı olarak ve baskıya dayalı olarak bu dillere girmediğinden tepki almamışlardır. Sadeleşme dönemlerinde de hoşgörüyle karşılanmışlardır. Germen kelimelerine daha sert yaklaşılmıştır. Bugün dilde karşılıkları olduğu hâlde Turcizmi’nin tercih edildiğini görüyoruz. Gazetelerdeki ‘dor sokak’ kör sokak yani çıkmaz sokak, ‘ortakluk’ ortaklık, ‘yavaşluk’ yavaşlık, dikkatsizlik, kararsızlık bunun örnekleridirler.22 Ayrıca şu kelimelerin daha çok Türkçeleri tercih edilir:
alat (âlet)-oruve, barut-eksplosiv, xaršaf (çarşaf)-plahta, peškir (peşkir)-ruxnik, sanduk (sandık)-kovxeg, pamuk-vata.23
Bazı Turcizmi kelimelerin Boşnakçada başka karşılıkları yoktur: Boja (boya, renk), bubreg (böbrek), xekid (çekiç), limun (limon), majmun (maymun), šeder (şeker).24
Aynı şekilde bazı yemek isimlerinin de Türk kelimelerden başka karşılıkları yoktur: Boza, salep, šerbe (şerbet, ağda), burek (börek), bamja (bamya).
alat (âlet)-oruve, barut-eksplosiv, xaršaf (çarşaf)-plahta, peškir (peşkir)-ruxnik, sanduk (sandık)-kovxeg, pamuk-vata.23
Bazı Turcizmi kelimelerin Boşnakçada başka karşılıkları yoktur: Boja (boya, renk), bubreg (böbrek), xekid (çekiç), limun (limon), majmun (maymun), šeder (şeker).24
Aynı şekilde bazı yemek isimlerinin de Türk kelimelerden başka karşılıkları yoktur: Boza, salep, šerbe (şerbet, ağda), burek (börek), bamja (bamya).
Ev kültürüyle ilgili de Türk dilinden Boşnakçaya geçmiş pek çok kelime vardır: Ibrik, cezva (cezve), tepsija (tepsi), minder, postedija (posteki), pendzer (pencere), bakrax (bakraç), bešika (beşik), xaršaf (çarşaf), xekid (çekiç), dušek (döşek), halija (halı), havlija (avlija) (avlu), jastuk (yastık), jatak (yatak), jorgan (yorgan), kapija (kapı), kazan, kašika (kaşık), leven (leğen), musafir (misafir), sofra (sofra), tendzera (tencere), tepsija (tepsi), testija (testi) ve diğerleri.
Pek çok dinî kelime de yine Türk dilinden Boşnakçaya geçmiştir: Pejgamber (peygamber), abdest, serdzada (seccade), dzamija (cami), tespih, hutba (hutbe), dova (dua), ikindija (ikindi namazı), jacija (yatsı namazı), mezar, nidah (dinî nikâh). Türk dilinden Boşnakçaya geçmiş kelimelerde kullanılan yapım eklerinin Slâv kökenli kelimelere de geldiği ve yeni kelimeler türetildiği görülür: Bezobrazluk (yüzsüzlük), lopovluk (hırsızlık), bombonddija (şekerci), govorddija (konuşmacı), Mostarlija (Mostarlı). Diğer taraftan Türkçe kelimelerin Slâv fiil şekilleriyle kullanıldığı görülür: Anlaisati (anlamak), begenisati (beğenmek), bajramovati (bayram yapmak), ašikovati (âşık olmak).25
Pek çok dinî kelime de yine Türk dilinden Boşnakçaya geçmiştir: Pejgamber (peygamber), abdest, serdzada (seccade), dzamija (cami), tespih, hutba (hutbe), dova (dua), ikindija (ikindi namazı), jacija (yatsı namazı), mezar, nidah (dinî nikâh). Türk dilinden Boşnakçaya geçmiş kelimelerde kullanılan yapım eklerinin Slâv kökenli kelimelere de geldiği ve yeni kelimeler türetildiği görülür: Bezobrazluk (yüzsüzlük), lopovluk (hırsızlık), bombonddija (şekerci), govorddija (konuşmacı), Mostarlija (Mostarlı). Diğer taraftan Türkçe kelimelerin Slâv fiil şekilleriyle kullanıldığı görülür: Anlaisati (anlamak), begenisati (beğenmek), bajramovati (bayram yapmak), ašikovati (âşık olmak).25
Türk dilinin Makedonca’ya da etkisi büyüktür. Bazı Türkçe unsurlar Sırpça, Hırvatça ve Boşnakça’ya Makedonca vasıtasıyla girmiştir. Yüz sene önce Türkçenin burada resmî dil olarak kullanılması Makedonca’ya pek çok Türkçe unsurun girmesine sebep olmuştur. Bugün Makedonca’nın hem konuşma hem de yazı dilinde kelime kadrosunun büyük bir kısmını Türkçe kelimeler meydana getirmektedir. Türkçenin Makedonca üzerindeki bu etkisini İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yugoslavya dâhilinde kurulan Makedon devletinde Makedoncanın bağımsızlaşmasıyla başlayan dil tasfiyeciliği de durduramamıştır.26 Bugün Makedoncada Türkçe kelimelerin kullanılmasından bilinçli olarak kaçınılmakta, Türkçe kelimelerin sayısının en aza indirilmesine çalışılmaktadır. Bütün bu çabalara rağmen Makedonca’daki Türkçe kelimelerin sayısı çok fazladır. Makedon dilinin 1994 baskılı yeni sözlüğünde 3404 Türk dilinden geçmiş kelimenin varlığı tespit edilmiştir.27 Sıfatlar, fiiller, zarflar, ünlemler gibi türlere ait kelimeler Makedonca’da kullanılmaktadır:
Bol (bol), eksik (eksik), karaman (kahraman), kurnaz (kurnaz), uygun (uygun), sabayle (sabahleyin), karşi (karşı), iç (hiç), badiyava (bedava, boşuna), maksus (mahsus), aferim (aferin), yazak (yazık), sakan (sakın), batisa (batmak), bitisuvanye (bitmek), kazandisuvanye (kazanmak). Şu ikilemeler ilgi çekicidir: tek-tuk (tek tük), karşi karşiya (karşı karşıya), çat-pat (zaman zaman, çat pat).
Petko Saljakov adındaki bir Bulgar bilim adamı 1880-1890 yıllarında içinde 10.000 Türkçe kelimenin bulunduğu bir Bulgarca sözlük hazırladı. Bulgarca’da bu derecede büyük oranda Türkçe kelimenin bulunduğunu açığa çıkaran Saljakov’un sözlüğü milliyetçi gruplar tarafından büyük bir tepki ile karşılandı.28 Ancak bu sözlükle de Bulgarca üzerindeki Türk dili etkisi görüldü. Bulgar Köken Bilgisi Sözlüğü29, Bulgarca’ya Türk dilinden geçmiş pek çok kelime vermektedir: Bardak, djušek (döşek), iorgan (yorgan), musaka (musakka), atmaca (atmaca), armagan (armağan), acemija (acemi), veresija (veresiye).30 Türk topluluklarının Balkanlara gelmesiyle Romenlerin de tarihleri değişmiş ve uzun süren Türk hâkimiyetiyle birçok Türkçe kelime, yer ve kişi adları Romenceye girmiştir. Türk dilinden Romenceye giren Türkçe unsurlar hakkında klâsikleşen eserin sahibi Şuineanu’nun tespitleri bu durumu açıkça göstermektedir.31 Romen kavminin Peçenek ve Kumanlarla birlikte yaşamasıyla bu dönemden itibaren Romenceye girmeye başlayan Türkçe unsurlar Osmanlının bu bölgeye hâkim olmasıyla bir kat daha artmıştır. Bugün Romencede aschér (asker), bucán (bakkal), eled (yelek), boiá (boya), baş (baş, önce, şef) kelimeleri kullanılır.
Bol (bol), eksik (eksik), karaman (kahraman), kurnaz (kurnaz), uygun (uygun), sabayle (sabahleyin), karşi (karşı), iç (hiç), badiyava (bedava, boşuna), maksus (mahsus), aferim (aferin), yazak (yazık), sakan (sakın), batisa (batmak), bitisuvanye (bitmek), kazandisuvanye (kazanmak). Şu ikilemeler ilgi çekicidir: tek-tuk (tek tük), karşi karşiya (karşı karşıya), çat-pat (zaman zaman, çat pat).
Petko Saljakov adındaki bir Bulgar bilim adamı 1880-1890 yıllarında içinde 10.000 Türkçe kelimenin bulunduğu bir Bulgarca sözlük hazırladı. Bulgarca’da bu derecede büyük oranda Türkçe kelimenin bulunduğunu açığa çıkaran Saljakov’un sözlüğü milliyetçi gruplar tarafından büyük bir tepki ile karşılandı.28 Ancak bu sözlükle de Bulgarca üzerindeki Türk dili etkisi görüldü. Bulgar Köken Bilgisi Sözlüğü29, Bulgarca’ya Türk dilinden geçmiş pek çok kelime vermektedir: Bardak, djušek (döşek), iorgan (yorgan), musaka (musakka), atmaca (atmaca), armagan (armağan), acemija (acemi), veresija (veresiye).30 Türk topluluklarının Balkanlara gelmesiyle Romenlerin de tarihleri değişmiş ve uzun süren Türk hâkimiyetiyle birçok Türkçe kelime, yer ve kişi adları Romenceye girmiştir. Türk dilinden Romenceye giren Türkçe unsurlar hakkında klâsikleşen eserin sahibi Şuineanu’nun tespitleri bu durumu açıkça göstermektedir.31 Romen kavminin Peçenek ve Kumanlarla birlikte yaşamasıyla bu dönemden itibaren Romenceye girmeye başlayan Türkçe unsurlar Osmanlının bu bölgeye hâkim olmasıyla bir kat daha artmıştır. Bugün Romencede aschér (asker), bucán (bakkal), eled (yelek), boiá (boya), baş (baş, önce, şef) kelimeleri kullanılır.
0 yorum